27 Ağustos 2016 Cumartesi

Paint It Black - Rolling Stones

Dünyada en çok cover'ı olan şarkılardan biriyle karşınızdayım. Devil's Advocate, Full Metal Jacket gibi bazı filmlerin de soundtrack listelerinde yer almış enfes bir parça.
Bu parçanın hikayesini İstanbul'a ilk geldiğim günlerde bir arkadaşım anlatmıştı. Hikayeden o kadar etkilenmiştim ki, artık şarkıların hikayelerini de öğrenmeye karar vermiştim. Sanırım bu blogun kaynağı da o hikaye olmuş oldu.

Gelelim karanlık ve ağır hikayesine. Bir rivayete göre şarkı bir hayat kadınına aşık olan, ama onu kurtaramayan, üstelik de ölümüne sebep olup acı çeken birini anlatıyor. 18. yüzyılda randevu evlerinin kapılarını kırmızı boya ile işaretlerlermiş. O yüzden şarkıda red door, siyah cenaze arabaları, geri gelmeyen çiçeklere gönderme yapılmaktadır. Ve de güneşe yeterince bakarsam acaba ölür de yanına gider miyim fikrini de içermesi açısından değişik intihar yöntemlerine bir soru işareti eklemiştir.

Buyrun şarkıyı Mick Jagger'ın kendisinden dinleyelim:



Bu video'yu official kanalda bulamadım maalesef, silinmesi ve benim geç farketmem olasılığına karşı bi de official lyrics versiyonunu paylaşıyorum:



Bu da London Symphony Orchestra cover, baya güzel:





Sözlerini de yazayım tam olsun:

i see a red door
and i want it painted black
no colors anymore
i want them to turn black
i see the girls walk by
dressed in their summer clothes
i have to turn my head
until my darkness goes

i see a line of cars
and they're all painted black
with flowers and my love
both never to come back
i see people turn their heads
quickly look away
like a newborn baby
it just happens every day

i look inside myself to
see my heart is black
i see my red door
and i must have it painted black
maybe then i'll fade away
and not have to face the facts
it's not easy facing up
when your whole world is black

no more will my green sea
go turn a deeper blue
i could not foresee
this thing happening to you.
if i look hard enough
into the setting sun
my love will laugh with me
before the morning comes

19 Ağustos 2016 Cuma

Lady D'arbanville - Cat Stevens

Neden bunu daha önce yazmamışım ki dedirten bir şarkı aklıma geldi. Tüyler ürpertici, iç karartıcı, bir o kadar güzel bir şarkı ile uzun bir aradan sonra tekrar karşınızdayım.

Şarkı Patti d'Arbanville için yazılmış, Cat Stevens'ın bir zamanlarki sevgilisi. Şarkının hikayesini ilk şu şekilde duymuştum:

Patti kalp hastasıdır, Cat Stevens da bir gece uyanır ve yanındaki sevgilisinin ölmüş olduğunu farkeder. Bu travmanın üzerine de bu şarkıyı yazar. Bunu bilerek şarkının sözlerine bakınca baya şaşırıyorsunuz.
Okumaya ya da dinlemeye üşenen olursa, "Neden o kadar sessiz uyuyorsun, kalbin çok sessiz, neden nefesin o kadar sessiz, bu gece buz gibisin, dudakların kış gibi" gibi baya ölüye gönderme yapan tanımlamalar kullanılmış.
Ardından "ama yarın seni uyandıracağım, her zaman benimle olacaksın, bu gül hiç solmayacak" tarzı cümleler geliyor.

Bir söylentiye göre de bu olaydan sonra Cat Stevens kendine gelememiş, hatta yıllar sonra da müslümanlığa geçiş yapmıştır (Yusuf İslam).  (Ancaaak, şarkıyı okuyup dinledikten sonra olayın aslı için yazımın sonunu okuyunuz)





Lady D'arbanville

My Lady d'Arbanville, why do you sleep so still?
I'll wake you tomorrow
And you will be my fill, yes, you will be my fill.

My Lady d'Arbanville why does it grieve me so?
But your heart seems so silent.
Why do you breathe so low, why do you breathe so low,

My Lady d'Arbanville why do you sleep so still?
I'll wake you tomorrow
And you will be my fill, yes, you will be my fill.

My Lady d'Arbanville, you look so cold tonight.
Your lips feel like winter,
Your skin has turned to white, your skin has turned to white.

My Lady d'Arbanville, why do you sleep so still?
I'll wake you tomorrow
And you will be my fill, yes, you will be my fill.

La la la la la

My Lady d'Arbanville why does it grieve me so?
But your heart seems so silent.
Why do you breathe so low, why do you breathe so low,

I loved you my lady, though in your grave you lie,
I'll always be with you
This rose will never die, this rose will never die.

I loved you my lady, though in your grave you lie,
I'll always be with you
This rose will never die, this rose will never die




Olayın Aslı:

Amaaa, durum öyle değilmiş tabi :) Bu Patti d'Arbanville kişisi Mick Jagger için Cat Stevens'ı terketip gitmiş. Şarkıyı da bunun üzerine yazmış.
Yani şarkıcımız çok acı bir olayın mağduru sanılsa da aslında (kısmen daha az acı bir olay olarak)  terkedilip "benim için öldün sen" oryantalizmine bağlamış.
Neyse şarkı güzel, keyfini çıkarın.


Bonus:

Cat Stevens aynı Patti'ye bu şarkıyı da yazmış, çok sevdiğim, çok tatlı bir şarkı: Wild World.



Sağlıcakla kalın.



kaynak: songfacts

edit notları: youtubedan kaldırılan video linki güncellendi